∞ HİCANKA ∞

Salı, Haziran 13, 2006

Hayat sınavı(oyunu)

    Yaratıcı drama oyunlarından birinde eğitmen katılımcıların her birine pet şişe, ayna, kalem gibi şeyler vererek bunlardan anlamlı bir heykel yapmasını istiyordu. Yaşadığımız sürece bizden istenen de buna benziyor. Hayata gözlerimizi açtığımız anda şartları bizim oluşturulmuş bir düzeneğin içerisinde oyuna başlıyor gibiyiz. Doğarken getirdiğimiz kişilik özellikleri oyunun başında bize verilen malzemeler gibi. Malzemeleri ne kadar iyi tanırsak işimizde o kadar kolaylaşıyor. Herkes yaşadığı sürece kendisinin heykelini yapıyor adeta. Kimi yerleri kırmak gerekirken, kimi yerlerine de eklemeler yapmak gerekiyor. Son nefesi verip de oyunu sonlandırdığımızda elimizde kalan kendimizden başka bir şey değil. İnsan yaşadığı müddetçe kendisiyle yarışıyor. Her insan kendi kendisinin sınavı adeta…
    Sokrates’in “Kendini tanı” demesinin bir sebebi de bu belki. Kendini tanımaktan öte bir şey yok hayatta. Hint ve Uzakdoğu dinlerinde ve Tasavvuf’ta insanın kendini tanıması çok önemlidir. Hatta mutasavvıflar arasında “nefsini bilen rabbini bilir” sözü bir işarettir. Modern çağın modern insanı ise kendine ne kadar yabancı. Dışarıyı seyretmekten kendini göremiyor başkalarını dinlemekten kendini duyamıyor modern insan. Zihnini ve gönlünü meşgul eden o kadar çok şey var ki kendisini düşünmeye fırsat kalmıyor.
    Kâinatı anlama ve anlamlandırma çabalarımız kendimizden yola çıkmadığımız için eksik ve anlamsız kalıyor hep. “Nasıl” sorusuna her zamankinden daha fazla cevap verilen çağımızda “neden” sorusu üzerinde düşünülmüyor. Kavram yığınları arasında kaybolurken anlam veremiyoruz çoğu şeye. “Neden”i düşünmeden ömür tüketenlerin çoğunluğunda nedensiz yaşanlar topluluğu haline geldik. Bugün insanlığın en büyük sorunu anlamsızlığı ve amaçsızlığı…


Uzunca bir ara oldu ama sonunda kavuştuk :)
Yorumlarınızı bekliyorum

18 Comments:

  • Hicanka,
    once hosgeldin diyeyim. Yazin da guzel.BU modern cagda kendimizi de hizla tuketiyoruz aslinda farkinda olmadan. Ah kendimize vakit ayirip soyle bir icimize bakabilsek..

    By Blogger Suat Saygın, at 13 Haziran, 2006 00:57  

  • Merhaba Suat
    ilk yorumlayan olduğun için teşekkürler

    By Blogger hicanka, at 13 Haziran, 2006 09:23  

  • Hoşgeldin :) Gerçekten insanlığın en büyük sorunu amaçsızlığı...Ya da belirlenen amaçların anlamsızlığı...Yine senin çok sevdiğim bir sözünü buraya ekleyeyim ben:)

    Anladım ki
    hayatın anlamı,
    hayatı bir
    anlama adamakta saklı...

    Hayatımızı anlamlı anlamlara adamak dileğiyle...

    By Blogger Hayâl, at 13 Haziran, 2006 10:24  

  • Teşekkürler Hayal

    By Blogger hicanka, at 13 Haziran, 2006 10:38  

  • Bediuzzaman'in dedigi gibi insan su alem-i kebirin bir misal-i musaggari... Yani bu buyuk alemin kucuk bir misali, minyaturu...
    Olaylari ve var olanlari kavrayabilmemiz "insan" deneni kavramamiza bagli.
    Guzel bir yaziydi hicanka, gonlune saglik...

    By Blogger insan, at 13 Haziran, 2006 13:44  

  • sen de sağol insan

    By Blogger hicanka, at 13 Haziran, 2006 14:58  

  • şükür yazana...nerelerdesin ?

    By Blogger Gamzeli, at 13 Haziran, 2006 15:00  

  • hoş geldin gamze,
    zorunlu sebeplerden biraz ayrı kaldım :)

    By Blogger hicanka, at 13 Haziran, 2006 15:02  

  • Teşekkürler Gülsüm,kısa bir özeti olmuş :)

    By Blogger hicanka, at 14 Haziran, 2006 15:27  

  • Ben olumlu anlamda söylemiştim. iyi oldu. tedirgin olma lütfen

    By Blogger hicanka, at 14 Haziran, 2006 18:25  

  • Insani diger varliklardan ayiran en onemli seyin akil oldugu soylenegelmistir hep. Ancak bugun okudugum bir kitapta soyle yaziyordu;

    Insani diger varliklardan ayiran en onemli ozellik benlige ve bilince sahip olmasidir. Insan "ben" diyebilen, yani hem bir benlige sahip olan hem de sahip oldugu benligin farkinda olan tek varliktir. Yani, insanin sahip oldugu benligi bilincli bir benliktir. Zaten bilinci olmayan bir benlik olamaz. Ama benligi olmayan bir bilinc olabilir. Akil, benlik ve bilincten suzulen bir aygittir. Insan, bilince sahip olan benligi ile hem kendisinin, hem de disaridaki varliklarin, nesnelerin farkina varir ve insan benligi hem kendisi hem de disaridaki varliklarla ilgili iyi-kotu, guzel-cirkin, degerli-degersiz gibi yargilarda bulunur.

    Kendi gercekligini bilmeyen bir benlik Yaratici tarafindan kendisine sunulan kisinin varolusunu idrak edemez. Yaraticinin yaratmasini, insana verdiklerini, insana sunduklarini, mukemmel yaratilmis kainati ancak bilincli bir benlik ile anlamli hale getirebiliriz.

    Rabbim bize ne guzel armaganlar sunmus. Yasam insanin kaldiramayacagi kadar zor degildir ama amacsiz yasayarak varolus sebebini anlamadan yasadigimiz hayati zorlastiriyoruz.

    By Blogger ladybird, at 15 Haziran, 2006 01:57  

  • teşekkürler Ladybird çok hoş bir katkı olmuş

    By Blogger hicanka, at 15 Haziran, 2006 10:51  

  • Merhaba hicanka, hosgeldin.
    Acikcasi geri donecegine dair umudumu tam da yitiriyordum:)

    Modern insanin en buyuk sorunu neden anlamsizligi ve amacsizligi olsun ki; Modern insanin en buyuk amaci;

    TUKETMEK!
    TUKETMEK!
    TUKETMEK!

    Anlami ise; bu tuketimin sonunda tukenmek:)

    Her ne kadar kendisi, tuketerek mutlu olabilecegini dusunuyor olsa da; hem elindeki en degerli sermaye olan zamani tuketiyor, hem kendisi tukeniyor olsa da bu TUKETIM sonrasinda; amac ugruna herseyi goze almistir Modern insan:)

    Farkina varamamis olabilir ama herkes bir gun uyudugu uykudan uyanmayacak mi nasil olsa.. Er ya da gec.. Er uyananlardan olsun inshallah, er uyanmyi dileyen herkes. Keske herkes gec olmadan uyansa amma..

    Modern insan yerine "Cagcil" insan demeyi talep ediyorum, ozturkcemizi koruyalim lutfen:)

    Cagcil insan hayatin anlamini aramaktadir. Kimisi Hint Gurusu bilmemne Vjasnkygatra'nin seminerlerine kosturmaktadir, kimisi Reiki, Yoga, Transandantal Meditasyon pesindedir, kimisi Olumlu Dusunce Gucu semineri pesindedir, kimisi farkina varmadan tapindigi, kendi eliyle yaptigi putlarin felsefeleri, ogretileri pesindedir, kimisi daha da cagcil olma pesindedir:) Kosturur durur iste..

    Ama cagcil insana; camiinin avlusundan iceriye girmek; bir anda gerisin geri "caglar" kaybetmek, irtifa kaybetmek, cagcilligini kaybetmek gibi "korkunc, asla dusunulmemesi, aklinin ucuna dahi getirilmemesi, aydinliklari kaybetmeyesi" anlamlarina gelmektedir.

    Cagcil insan kendi anlamsizliginda ve yanlis yerde anlam arayisinda kendi anlamini bulmustur bile...

    Amacsa.. Bir gun mutluluk havuzunda zevke gark olmak ya da belki Nirvana'ya ulasmaktir.



    Yeniden hosgeldin:)

    By Blogger tahin, at 15 Haziran, 2006 14:29  

  • Hoş bulduk Tahin...
    bayılıyorum böyle uzun uzun yorumlar görmeye. Sağolasın

    By Blogger hicanka, at 15 Haziran, 2006 16:27  

  • sevgili hicanka ,baya zaman girdi araya ,gundelik kosusuturmacalar iste ..dunya isleri denir ya ,dunya hali ...oylesine bloke ediyor ki hepimizi .. bi bakiyorsun sarmis sarmalamis ,kendine donup bi bakamiyorsun .. bir buyugum eski zamanlarda ki riyazatlarin yerini simdi trafik ,oss,gecim cabasi vs vs yani kisacasi gunumuz zamaninin hayati almistir demisti .... o yuzden bu hayati dolu dolu yasamali ,kopmamali demisti ..sevgiyle

    By Blogger amak ı hayal, at 17 Haziran, 2006 17:02  

  • eyvallah amak görüşmek dileğiyle

    By Blogger hicanka, at 19 Haziran, 2006 10:24  

  • sonunda geldin yani.Hiç gelmiyceksin sanmıştım.Hoşgeldin:)

    By Blogger Unknown, at 19 Haziran, 2006 16:13  

  • HOŞ BULDUK SINAVIN İYİ GEÇMİŞTİR İNŞ.

    By Blogger hicanka, at 20 Haziran, 2006 10:26  

Yorum Gönder

<< Home