Birey Toplum İlişkisi
Günümüz toplumunun, yaptığı her işte aklını ve vicdanını rehber edinen olgun bireylere ihtiyacı var.
      Birey toplum ilişkisini, hücrelerle bedenin etkileşimine benzetmişimdir hep. Toplumsal gelişim mi yoksa kişisel gelişim mi sorusunu da bu açıdan bakıldığında yersiz bulduğumu belirtmek isterim. Nasıl ki hücrelerin hasta olduğu bir bedenin sağlığından söz etmek mümkün değilse bireylerinin niteliksiz olduğu bir topluluğun gelişmişliğinden söz etmek mümkün değildir. Psikolojik çöküntülerin yaşandığı toplumlarda sosyolojik çözünmelerin yaşanması kaçınılmazdır. Toplumu yüceltmek için uğraşanlar kendilerini yüceltmek için uğraşsalar, amaçlarına daha emin bir yoldan daha çabuk ulaşabilirler.
        İnsanlarla konuştuğumda hep bir sorunlar yumağı görüyorum. Aile sohbetlerinde, kahve muhabbetlerinde, arkadaş gruplarında hep aynı tablo, bir “sistem” var ki hep sorumlu o. “Sistem böyle” cümlesini kullananlara sorsanız ki şu sistem ne diye, çoğu tanımlayamaz bile. Bir özel sektör çalışanı, kamu kurumunda çalışmaya başladığında vakti zamanın da eleştirdiği, devlet memuru zihniyetiyle hareket etmeye başlıyor çoğu kere. Çünkü sistem böyledir. Ne hazin ki insanlarımızın çoğu kişiliklerini, tanımlamakta bile zorlandığı sisteme göre şekillendirmekte! Bugün Türkiye’nin hukuk, eğitim, üretim, sağlık, ekonomi ve diğer alanlarındaki sorunları hep ikinci derecedeki sorunlardır. Asıl sorun zihniyet problemidir. Aç insan her şeyi yapar denmekte kesinlikle katılmıyorum. Aç hayvan her şeyi yapabilir ama insan yapmaz, yapmamalıdır. Bugün insanlığın onuruna sığmayan davranışları sergileyenler belki de insan olma özelliğini çoktan yitirenlerdir.
        Toplumun kalitesini parayla yahut kanunlarla geliştirmek pek mümkün değildir. Arap ülkelerini düşünün mesela belli bir enerji kaynağına sahip oldukları için refah düzeyleri yüksek olsa da gelişmiş bir toplum demek çok zordur. İran’a bakın; yasaların engellediği birçok şeyin devlet müdahalesinin mümkün olmadığı ortamlarda sürdüğü bilinmekte.
     İnsanın aklı bedenine, madde tarafına, gönlü ise ruhuna, manevi tarafına hükmeder. İdeal insan; maddi ve manevi vücudunu dengeleyebilendir. İnsan bu dengeyi bozduğunda bundan sadece kendisi değil, konumuna göre tüm insanlık etkilenebilmekte. Önemli olan insanın ne kadar bildiği değil ne olduğudur. Bugün hırslarına ve açgözlülüklerine yenik düşerek, Dünya’nın kaynaklarını sömürmek için aciz insanları öldürmeyi bile göze alanlar çoğunluğa göre çok daha bilgililer. Aynı şekilde Türkiye’ye asıl zararı cahiller değil çoğunluğa göre bilgililer vermekte. Günümüz toplumunun, yaptığı her işte aklını ve vicdanını rehber edinen olgun bireylere ihtiyacı var.
      Birey toplum ilişkisini, hücrelerle bedenin etkileşimine benzetmişimdir hep. Toplumsal gelişim mi yoksa kişisel gelişim mi sorusunu da bu açıdan bakıldığında yersiz bulduğumu belirtmek isterim. Nasıl ki hücrelerin hasta olduğu bir bedenin sağlığından söz etmek mümkün değilse bireylerinin niteliksiz olduğu bir topluluğun gelişmişliğinden söz etmek mümkün değildir. Psikolojik çöküntülerin yaşandığı toplumlarda sosyolojik çözünmelerin yaşanması kaçınılmazdır. Toplumu yüceltmek için uğraşanlar kendilerini yüceltmek için uğraşsalar, amaçlarına daha emin bir yoldan daha çabuk ulaşabilirler.
        İnsanlarla konuştuğumda hep bir sorunlar yumağı görüyorum. Aile sohbetlerinde, kahve muhabbetlerinde, arkadaş gruplarında hep aynı tablo, bir “sistem” var ki hep sorumlu o. “Sistem böyle” cümlesini kullananlara sorsanız ki şu sistem ne diye, çoğu tanımlayamaz bile. Bir özel sektör çalışanı, kamu kurumunda çalışmaya başladığında vakti zamanın da eleştirdiği, devlet memuru zihniyetiyle hareket etmeye başlıyor çoğu kere. Çünkü sistem böyledir. Ne hazin ki insanlarımızın çoğu kişiliklerini, tanımlamakta bile zorlandığı sisteme göre şekillendirmekte! Bugün Türkiye’nin hukuk, eğitim, üretim, sağlık, ekonomi ve diğer alanlarındaki sorunları hep ikinci derecedeki sorunlardır. Asıl sorun zihniyet problemidir. Aç insan her şeyi yapar denmekte kesinlikle katılmıyorum. Aç hayvan her şeyi yapabilir ama insan yapmaz, yapmamalıdır. Bugün insanlığın onuruna sığmayan davranışları sergileyenler belki de insan olma özelliğini çoktan yitirenlerdir.
        Toplumun kalitesini parayla yahut kanunlarla geliştirmek pek mümkün değildir. Arap ülkelerini düşünün mesela belli bir enerji kaynağına sahip oldukları için refah düzeyleri yüksek olsa da gelişmiş bir toplum demek çok zordur. İran’a bakın; yasaların engellediği birçok şeyin devlet müdahalesinin mümkün olmadığı ortamlarda sürdüğü bilinmekte.
     İnsanın aklı bedenine, madde tarafına, gönlü ise ruhuna, manevi tarafına hükmeder. İdeal insan; maddi ve manevi vücudunu dengeleyebilendir. İnsan bu dengeyi bozduğunda bundan sadece kendisi değil, konumuna göre tüm insanlık etkilenebilmekte. Önemli olan insanın ne kadar bildiği değil ne olduğudur. Bugün hırslarına ve açgözlülüklerine yenik düşerek, Dünya’nın kaynaklarını sömürmek için aciz insanları öldürmeyi bile göze alanlar çoğunluğa göre çok daha bilgililer. Aynı şekilde Türkiye’ye asıl zararı cahiller değil çoğunluğa göre bilgililer vermekte. Günümüz toplumunun, yaptığı her işte aklını ve vicdanını rehber edinen olgun bireylere ihtiyacı var.
6 Comments:
Zihniyet probleminin ortadan kalkması ve olgun bireylerin oluşabilmesi için eğitim şarttır.Eğer birey kaliteli,doğru bir eğitim alırsa toplumda doğru ve dürüst olur kendiliğinden.Çünkü toplumları oluşturan bireylerdir.Bireyde bilinçli şekilde yetişirse zaten diğer problemlerde kendiliğinden hallolur.Selametle..
By emircan, at 16 Mart, 2006 14:18
ilk yorumlayan sen olduğun için ayrıca teşekkürler Emircan,
By hicanka, at 16 Mart, 2006 14:46
geldiğin için teşekkürler Gülsüm. ailenin önemi gerçekten çok büyük hayatı öğrenmeye başladığımız ilk ortam ailemiz olduğuna göre...
By hicanka, at 16 Mart, 2006 15:34
Düşüncelerine katılmamak mümkün değil Murat kardeşim.
Bu arada ne okuduğunu ya da ne iş yaptığını merak ettiğimi de belirtmek istiyorum.
By cenkunal, at 20 Mart, 2006 12:09
Merhabalar Cenk Bey, Hoş geldiniz.
Umarım ziyaretleriniz daim olur.
İzmir'de özel bir kolejde bilgisayar öğretmeni olarak çalışmaktayım.
By hicanka, at 20 Mart, 2006 12:49
İnşallah takip edeceğim.
Başarılar diliyorum...
By cenkunal, at 22 Mart, 2006 12:57
Yorum Gönder
<< Home