∞ HİCANKA ∞

Pazar, Şubat 04, 2007

Dört Kuş

     “Bir vakitte İbrahim “Ey Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster.” demişti. Allah, “Buna inanmadın mı yoksa ?” demiş, o da: “İnandım fakat kalbimin iyice yatışması için” dedi. Allah da dedi ki: “O halde kuşlardan dördünü tut da, bunları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça dağıt, sonra da çağır onları, sana koşa koşa gelirler. Bil ki, Allah Azizdir, Hakimdir.” (Bakara-260)

      Mevlana bu ayeti, cesetlerin dirilmesiyle ilgili zahiri anlamının dışında ruhların dirilmesi olarak işari tefsir etmektedir. Şöyle ki, Yüce Allah’ın kurbiyetinden uzaklaşarak, bu maddi aleme inen ruhlara, maddi ve süfli vasıflar arız olmuş, ruhlar önceki saflık ve özelliklerini kaybetmiştir. Ruhların önceden olduğu gibi saf ve manen temiz olmaları için kendilerine galebe gelmeye çalışan bu süfli arızlardan kurtulması gerekmektedir. İşte Mevlana yukarıda geçen ayeti kötü huyları terk ederek, ruhların kurtuluşuna delil saymaktadır. Mesnevi’nin 5. cildinde “Beşerde dört gönül sıkıcı vasıf vardır. Bu dört şey aklın çarmıhı olmuştur” diye başlayıp bu kuşları tavus, kaz, karga ve horoz olarak betimleyip kazın hırsı ve aç gözlülüğü , horozun şehveti, tavusun makam ve şöhreti, karganın ise boş emelleri temsil ettiğini söyler.
      Kazın temsil ettiği hırs ve aç gözlülük öldürülürse yerine kanaat, az yeme, az uyuma gibi iyi huylar alarak ruhun dirilmesinde önemli bir mesafe alınacağını söyler.
    Makam, mevki ve elindeki geçici kendine ait olmayan nimetlerle kibirlenip övünmeyi de tavusun derin bir kibir içinde kabararak salına salına yürümesine benzetip şöhret sevdasının ve kibirin öldürülmesi gerektiğini anlatır.
      “Karganın “gak gak” diye bağırması uzun ömürlü olmasına daha çok yaşamak için yalvarmasıdır” der ve çok yaşama ve dünyaya bağlılık arzusunun da manevi diriliş için kurban edilmesi gerektiğini söyler.
      Horoz bahsine gelince horoz bir taraftan yemlenirken, diğer taraftan da bütün işi şehvet düşkünlüğüdür der ve insanın içindeki şehvetperestliği de horoza benzetir. Şehvetin çok önemli bir tuzak olduğunu belirterek; “O, nice binlerce güzel adı kötüye çevirmiş, nice binlerce akıllıya tuzaklar kurmuştur.” der. Netice itibarıyla şehvetin basiret gözünü kapattığını ve böylelikle insanın başına gelecek kötülükleri göremeyeceğini anlatır.